Yazar: Leyla SAĞDIÇ
Çocuk nedir? Çocuğun insan psikolojisi üzerindeki etkileri nelerdir? Bir çocuk değiştirebilir mi dünyanın gidişatını? Çağlar arası köprü olabilir mi mesela? Ya da toplumsal bir inancın tohumlarını ekebilir mi? Gelin bu soruların cevabını bu yazımızda hep beraber inceleyelim.
Çocuk; dünyada yaşayan gelmiş geçmiş en enerji dolu,
üretken, meraklı, korkusuz, ön yargısız, sevgiyle bakan, dilediğince yaşayan
yegane canlı. Gönül gözüyle dünyaya gözlerini açmış, dünya gözüyle öğrenmeye aç,
çok meraklı bir kaşif. Genelde bir canlının yavrusunu yani çocuğunu gördüğümüz
zaman, içimize bir sıcaklık hissiyatı ve mutluluk duygusu oluşur. Sebebi ise
çocuklardaki saflık ve içtenlik duygusu. Saflık ve içtenlik çocuğun bakışına
yansır. Toplumsal baskılardan uzak, çevresel zararlı faktörlerin etkinliğinin
olmadığı, irdelemeyen, tarafsız, objektif bir bakış açısıyla yaklaşır
hayata. Dolayısıyla tüm insanlık
tarafından kabul görür her türünden bir çocuk. Bu yüzden hayal gücü çok
yüksektir. Dünya’yı değiştirecek bir canlı varsa, bir çocuktan başka biri
değildir işte tam da bu yüzden. Çağlar arası geçişe köprü olan koca yürekli
çocuktan başlayalım isterseniz örneklerimize: Fatih Sultan Mehmet. Henüz 12
yaşındayken tahta oturan bizim çocuk Fatih, bildiği birden fazla dil ve
kazandığı birden fazla farklı perspektifle 19 yaşına geldiğinde gemileri
karadan yürütmeyi akıl edecek kadar, tüm savaşın ve çağın gidişatını değiştirecek
yüksek bir hayal gücü ve bilime sahipti. Yaşça ondan büyük, yüksek bilgi donanımına
sahip nice büyük alimin, velinin aklının ucundan, köşesinden dahi
geçiremeyeceği bu dahiyane fikir ona birden fazla medeniyete ev sahipliği
yapmış, zengin kültürel mirasıyla kıtalar arası köprü olan, uğrunda nice
savaşlar verilmiş İstanbul’un (Konstantinapolis) kapılarını aralamasını sağladı.
“Ya ben İstanbul’u alacağım, ya da İstanbul beni!” dedi bir kere. O kuvvetli
inançla açtı İstanbul’u alana kadar her güne gözlerini. İnanç ve azmin, kuvvetli
ve geniş perspektifli bir hayal gücü ile birleştiği anda açamayacağı kapının olmadığını
gösterdi tüm dünyaya. O zamanlarda herhangi bir çocuk gelse ve “Gemileri
karadan yürütelim!” dese “Onlar ancak masallarda olur paşam!” diye matah
geçilirdi diye tahmin ediyorum. Ama koskoca padişah deyince hemen bir hal
çaresine bakıldı ve çocukça görülen o fikir bir çağ kapattı, bir çağ açtı. Açma
ve kapamaktan bahsetmişken dünyada uzun süre hüküm süren imparatorluklardan
biri olan Osmanlı’nın kapılarını kapatıp, yeni, çağdaş ve modern Türkiye’nin
kapılarını açan koca yürekli çocuktan bahsetmemek olmaz: Mustafa Kemal Atatürk.
Küçük yaştan beri kuvvetli bir analiz yeteneğine sahip olan, hayata devamlı
farklı ve zengin bir perspektiften bakan Mustafa Kemal, taraflı yaklaşımların, çıkarların
olduğu, bir ve beraber olmaktan, insanlık çatısı altında toplanmaktan uzak tüm
fikirleri reddetti ve kendi gibi çocuk ruhlu kalan, kuvvetli bir inanca sahip, “New
York Times” gazetesinin koca puntolarla manşetine bastığı dostlar meclisi ile
birlikte tüm dünyaya meydan okudu. Ümitlerin neredeyse hiçe düştüğü bir
topluma ayakta kalabilme ve yeniden yükselebilme inancını aşıladı. Zamanın
dünya devi olarak kabul edilen nice devletini birçok farklı cephede, bir avuç
diye tabir edilen insanla bozguna uğratmayı başardı. Zengin hayal gücü ve geniş
perspektifin kuvvetli analiz, inanç ve azim ile birleştiğinde oluşabilecek
gücün ne raddelere geldiğini ve neleri başarabileceğini tüm dünyaya gösterdi ve
Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kapılarını araladı. O zamanlarda bir çocuk çıksa
ve dünyaya dese ki “Biz böyle, siz hepiniz! Hadi bakalım!” kimse dönüp ardına bile
bakmaz diye tahmin ediyorum. “Çocuk işte!” der ve geçer. Ama analiz yeteneği
yüksek ve azimli, istikrarlı ve ileri görüşlü bir komutan, koca yürekli bir
çocuk bunu söyleyince yer yerinden oynuyor ve yeni bir devlet kuruluyor. Bunun
gibi daha nice örnekler sayılabilir.
Güzel bakana nefes verir bir çocuğun gözleri: Sahilden
denizi, gökyüzünden yıldızları, bir uçurumun kıyısından dağların eşsiz
görüntüsünü seyretmek gibi. Velhasılıkelam; çocuk demek, koca bir dünya demek. Dünyanın
içinde dünyalar demek. Dünyanın arındırılması, içinde yeni bir dünyanın oluşturulması
gerektiği bugünlerde, küresel iklim krizleriyle, ozon tabakasının delinmesiyle,
kuraklık ve kıtlığın baş göstermeye başladığı bu kötü seyri de değiştirirse yine
bizim çocuklar değiştirecek.
0 Yorumlar