Yazan : Büşra SÖNMEZ
Son zamanlarda uzaya olan ilgi daha çok arttı hatta dünyada
ki yarış bir kenara konup uzay tarafına taşındı. Aslında çoğumuz gezegenin ne
olduğunu ve hangi gezegenin ne özelliklere sahip olduğunu biliyoruz. Bu kadar
önemli hale gelmiş olan konuyu bir de biz kaleme alalım ve siz değerli
okurlarımıza bilgi verelim istedim.
Gezegenleri tanımlamaya başlamadan önce neye gezegen deniyor
neye gezegen denmiyor bunu hiç düşündünüz mü? Veya Plüton neden dışlandı? Önce bunlara
yanıt verelim.
Gezegen nedir sorusunun cevabı hala tartışılmaya devam etse
de bir gezegenin tanımı en son 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği
tarafından kabul edildi. Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), gerçek
bir gezegeni, başka bir nesnenin uydusu olmadan güneşi çevreleyen bir cisim
olarak tanımlamıştır ve bir gezegenin üç şeyi sağlıyor olması gerektiğini
söylüyor:
1. Bir yıldızın yörüngesinde olmalı.
2. Küresel bir şekle sokmaya yetecek kadar yerçekimine sahip
olacak kadar büyük olmalıdır.
3. Yerçekiminin Güneş etrafındaki yörüngesine yakın benzer
büyüklükteki diğer nesneleri uzaklaştıracak kadar büyük olması gerekir.
Biz normalde 9 gezegen var diye bilirdik fakat bu bilgi yeni
tanıma göre 8’e indirildi. Yani Plüton artık gerçek gezegen sınıfından
kaldırıldı cüce gezegen sınıfına alındı. Neden diye soracak olursanız da IAU’nun
tam boyutlu bir gezegeni tanımlamak için kullandığı üç kriteri karşılamadığı
için Plüton’un durumunu bir cüce gezegene koydu. Aslında Plüton biri hariç tüm
kriterleri karşılamaktadır. Bu da yukarıda bahsettiğimiz şartlardan biri olan 3.
şarttır. Gerçek gezegenlere bakacak olursak bunlar : Merkür, Venüs, Dünya,
Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün. Şimdi de bu gerçek gezegenlerden kısaca
bahsedip yazımızı sonlandıralım.
MERKÜR
Sadece 88 günde güneşin etrafında dönen Merkür, güneşe en
yakın olan ve aynı zamanda Dünya’nın uydusu olan Ay’dan sadece biraz daha büyük
olan en küçük gezegendir. Güneşe çok yakın olduğu için Merkür, gündüz ve gece
sıcaklarında dramatik değişiklikler yaşar: Gündüz sıcakları 450 ⁰C ‘ye
ulaşabilir. Gece ise -290 F’ye (-180 ⁰C) kadar düşebilir.
Merkür çok ince bir oksijen, sodyum, hidrojen, helyum ve potasyum atmosferine sahiptir ve gelen meteorları parçalayamaz, bu nedenle yüzeyi, tıpkı ay gibi kraterlerle işaretlenmiştir.
VENÜS
DÜNYA
Dünya, yaşadığımız gezegen olduğu için çoğumuzun özelliklerini
bildiği bir gezegen bu yüzden çok fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Kısaca Dünya,
dörtte üçü sularla kaplı bir gezegendir. Yaşamı barındırdığı bilinen tek
gezegendir. Dünya’nın atmosferi nitrojen ve oksijen bakımından zengindir.
MARS
Geldik günümüzde en çok merak edilen ve araştırmaların sürdürüldüğü gezegen olan Mars’a. Mars, tozla kaplı soğuk, çöl benzeri bir yer. Bu toz, gezegene ikonik kırmızı rengini veren demir oksitlerden yapılmıştır. Mars, Dünya ile benzerlikler paylaşıyor: Kayalıkları, dağları, vadileri ve kanyonları vardır ve yerel kasırga benzeri toz şeytanlarından gezegeni saran toz fırtınalarına kadar değişen fırtına sistemleri vardır.
Önemli bilimsel kanıtlar, Mars’ın milyarlarca yıl önce bir
noktada çok daha sıcak ve nemli bir dünya olduğunu gösteriyor. Nehirler ve
hatta okyanuslar bile vardı. Mars’ın atmosferi, yüzeyde sıvı suyun herhangi bir süre var olmayacak kadar ince olmasına rağmen, o ıslak Mars'ın kalıntıları bugün hala varlığını sürdürmektedir. Mars yüzeyinin altında Kaliforniya büyüklüğünde su buzu tabakaları
bulunur ve her iki kutupta da donmuş suyun bir kısmından yapılmış buzullar vardır.
Temmuz 2018’de bilim adamları, güney kutbunun buz örtüsünün yüzeyinin altında
bir sıvı göl kanıtı bulduklarını ortaya çıkardılar. Kızıl gezegendeki kalıcı
bir su kütlesinin ilk örneğidir.
Bilim adamları ayrıca eski Mars’ın bakteri ve diğer
mikroplar gibi yaşamı destekleyecek koşullara sahip olacağını düşünüyor. Kızıl
gezegende bu geçmiş yaşamın işaretlerinin var olabileceğini umuyoruz.
JÜPİTER
Jüpiter, güneş sistemimizdeki en büyük gezegen olan dev bir gaz dünyası. NASA’ya göre diğer tüm gezegenlerin toplamının iki katından daha büyük. Farklı iz gazları nedeniyle dönen bulutları renklidir. Ve dönen bulutlarındaki en önemli özellik, 10.000 milden daha geniş devasa bir fırtına olan Büyük Kırmızı Lekedir. En azından son 150 yıldır 400 milin üzerinde bir hızla ilerledi. Jüpiter’in güçlü bir manyetik alanı var ve 75 uydusu ile minyatür bir güneş sistemine benziyor.
SATÜRN
URANÜS
Uranüs, top şeklinde garip bir gezegendir. İçinde, çürük
yumurtalar gibi çok kötü kokmasına neden olan kimyasal, hidrojen sülfitten
yapılmış bulutları var. Venüs gibi doğudan batıya döner. Ancak Venüs veya başka
herhangi bir gezegenden farklı olarak, ekvatoru yörüngesine neredeyse dik açıdadır.
Gökbilimciler, Dünyanın iki katı büyüklüğündeki bir nesnenin
yaklaşık 4 milyar yıl önce Uranüs ile çarpışarak Uranüs’ün yana yatmasına neden
olduğuna inanıyor. Bu eğim, 20’den fazla yıl süren aşırı mevsimlere neden olur.
Atmosferdeki metan, Uranüs’e mavi-yeşil rengini verir.
Ayrıca 13 set zayıf halkaya sahiptir.
NEPTÜN
Neptün, yaklaşık olarak Uranüs büyüklüğündedir ve süpersonik
kuvvetli rüzgarlarla tanınır. Neptün çok uzakta ve soğuktur. Gezegen, Dünya’nın
güneşe olan uzaklığının 30 katı daha uzaktadır.
Neptün görsel olarak tespit edilmeden önce matematik
kullanılarak var olduğu tahmin edilen ilk gezegendi. Neptün, Dünya’nın yaklaşık
17 katı büyüklüğünde ve kayalık bir çekirdeğe sahip.
Bugünkü yazımızda gezegenlerden bahsettik bir sonraki uzay
ile ilgili yazımızda görüşmek dileğiyle.
KAYNAKLAR
https://www.space.com/16080-solar-system-planets.html
https://solarsystem.nasa.gov/planets/in-depth/
0 Yorumlar