Zor günlerden geçiyoruz, sosyalleşmenin öneminin arttığı bu yüzyılda evlere kapanmış durumdayız. Zorunlu reformdan geçirilmiş yeni sosyal hayatımıza kısmen de olsa alışmaya çalışıyoruz. Belki de bazılarımız ellerini yıkamaktan, el derisinde oluşan lezyonları incelemekle birlikte kimyasal maddelerin elde bıraktığı hasarları düşünmeye başlamıştır. Ama konumuz bu değil, konumuz Stres.
Stres canlı biyolojisini doğrudan etkileyen, evrimsel süreçle birlikte, çoğu canlının hayatının bir parçasını oluşturan bir fizyolojik durumdur. Doğaya baktığımızda çoğu canlıda stres faktörü ile karşılaşıyoruz. Peki nedir bu stres? İyi mi yoksa kötü mü? Hangi durumlarda ortaya çıkar?
Öncelikle stres canlıların vücudunda hormonlar vasıtasıyla gelişen nöroendokrinolojik bir durumdur. Doğaya ve canlılara genel olarak baktığımızda stres olgusunun canlılar üzerinde çok uzun süreli bir faktör olmadığını görürüz. Hayvanlarda 3 dakikadan fazla sürmeyen durumdur aslında. Hayvanlara ait stres kaynağı oluşturacak olaylara örnek olarak avının peşinde koşan bir aslan veya timsahlarla dolu bir su kaynağından su içmek isteyen bir zebra verilebilir. Bu tip durumlarda Adrenalin, epinefrin, kortizol gibi hormonların etkisiyle canlı organizmasında stres faktörü gözlemlenir. Ama başta da belirttiğimiz gibi bu durum canlılarda en fazla 3 dakika sürer. Peki bizim gibi sosyal yaşantıya sahip olan canlılarda durum nedir? "Populer Science" dergisinde yayınlanan bilgiye göre toplumsal hiyerarşik yapılar, stresin oluşması ve kalıcı olmasında etkili bir durum gibi gözüküyor. Bunun yanı sıra ekonomik güçlükler, okul, sınav vb. durumlar, işte şimdi söyleyeceğim durumu ortaya çıkarıyor. Stresin süresi uzuyor. Diğer canlılarda 3 dakika süren bir durumu belki 10 belki 20 yıla kadar uzatıyor.
Stres fizyolojik bir olay. Normal yaşantısında devam eden bir canlıda, anormal olay ve olguları bildiren bir otoalarm sistemi. Ancak her şeyin fazlası zararlı olduğu kadar stresinde fazlası zararlı. Giriş yazımda, sosyal varlıklar olduğumuzu ve bunun bozulmasının çok da istemediğimiz bir durum olduğundan bahsetmiştim. Bu ve benzeri durumlar, bünyemizde uzun vadeli stresin oluşmasına yol açıyor. Uzun süredir yapılan çalışmalar ve deneyler gösteriyor ki stres vücudumuzda çeşitli hasarlar bırakıyor. Cildin erken yaşlanması, saçların dökülmesi, obezite, hipertansiyon, mide ve barsakta oluşan ülserler stres neticesinde ortaya çıkabiliyor. Covıd-19( SARS-CoV-2)'nin kol gezdiği bu günlerde en önemli ihtiyacımız olan bağışıklık sistemimizi de olumsuz yönde etkiliyor ve hastalıkların bizi daha kolay enfekte etmesine yol açıyor.
Peki başımızı ağrıtan ve fizyolojik, psikolojik sağlığımızı olumsuz etkileyen durumlar karşında neler yapabiliriz? Söyleyeceğim şeyler basit ancak uygulanması dünyanın getirdiği sosyoekonomik ortamda maalesef zor. Sağlıklı beslenme, düzenli uyku, iyi bir partner ilişkisi ve sosyal hayat, temiz bir çevre stresi azaltma noktasında yararlı gibi gözüküyor.
KAYNAKÇA: Populer Science
1 Yorumlar
Çok başarılı bir çalışma olmuş. Genel olarak söylüyorum. Bloğa ait diğer paylaşımlarınızı çok beğendim. Umarım devamı gelir. Başarılarınızın devamını dilerim.
YanıtlaSil